Adetlerimiz ve Yemeklerimiz

Düğünlerimiz:

Ulukaya'da düğünlerin geleneksel özellikleri vardır. Fakat gerek teknolojinin gelişimi gerekse ekonomik gelişmeler bazı gelenekleri değiştirmiştir. Eskiden düğünler sekiz gün sürerdi. Düğünler genelde davul-zurna eşliğinde yapılırdı. Cuma günü baklava bağlama dediğimiz tatlıları hazırlama işlemleri başlardı. Salı gün akşamı damat evinde köylü gecesi düzenlenirdi. Buradaki amaç ertesi gün çalışacak ve misafirlere hizmet edecek gençleri ağırlamaktır. Çarşamba günü sabahtan 11:00-14.00 arası kız tarafı ve yakın çevreleri erkek evine gelir ve ağırlanır. 14:00'ten sonra ise danacı diye adlandırılan genç çevresi (gelinin erkek kardeşleri varsa öncülük eder) düğün evine gelirler. Geç saatlere kadar, belki de sabahlara kadar eğlenilirdi.

Çarşamba günü ikindi saatlerinde damada kına yakılır , aynı gün akşamı geline gelin evinde kına yakılır ve kadınlar kendi aralarında eğlenirler. Perşembe günü ise saat 11:00 civarında kız almaya gidilir. Gelin çıkması davul-zurna eşliğinde saat 14:00-15:00 civarlarında olur. Cuma günü ise duvak dediğimiz kadınların düğünü vardır. Öğle saatlerinde başlar ve Cuma namazından sonra damadın içeriye gelerek gelini dışarıya çıkarmasıyla duvak sona erer.

Pazar günü ise damat-gelin yakın çevresini yanına alarak baba evini ziyarete gider. 3 gecelik dediğimiz bu olayda sofra kurulup yemeğe başlayasıya kadar damat kimseyle konuşmaz. Sofraya oturduğunda yemeğe hemen başlanmaz. Sofrada yemeğin üzerine kaşıklar çatılır ve beklenir.

Gelinin babası damada bir hediye vaat eder. (bu genellikle tarla veya hayvan olur) Bu hediyeden memnun kalınırsa yemeğe başlanır ve damadın dili çözülür. Daha eskilerden yani köylerde yol ve motorlu araç olmadığı zamanlarda kızın çeyizlerinden oluşan başlık arabası öküz arabası idi. Öküzlerin koşulduğu boyunduruğun ortasına büyük bir çan bağlanır ve araba süslenirdi. Dünürşü dediğimiz damat tarafının kadınları ve erkekleri kendi aralarında at yarışları düzenlerlerdi. Gelin at ile getirilirdi. Atın özellikleri ve güzelliği çok önemliydi. Yolların yapılması, arabaların çoğalması ile bu gelenek kalkmıştır.

Düğünlerde kesinlikle silah kullanılmaz ve kullandırılmaz düğün sabahı köylerdeki tüm silahlar boşaltılır silahın ağzında mermi olmaz.

Düğünlerde davul zurna ile yöresel köçek oyunları (erkek) oynanır ve eğlenceli geçer. Günümüzde köçeklerde bitme noktasına gelmişlerdir. Köçek ihtiyacı çevre köylerden temin edilir. Köçek kültürü Batı Karadeniz bölgesine has'dır.


Bayramlar ve Ziyrat:

Ramazan ve Kurban Bayramından 1 gün önce Zıyrat dediğimiz mezarlık ziyaretleri yapılır. Topluca namaz kılınarak geçmişlerin anısına dualar okunur. Ev hanımlarının evlerde yaptığı helvalar yufka içerisine konularak mezarlığa gelen ziyaretçilere sunulur bir sofra oluşturulup herkes bu yufka ve helvadan tadar. Bayram günü ise namazdan sonra yaşlılar öne geçmek suretiyle sıra olunur ve bayramlaşma yapılır. Ulus'da pazar kurulur ve bu pazardan Ulukaya ve çevre köylerden gelen kişiler alışverişlerini yapar evde bekleyen hanımlarına, çocuklarına ve yaşlılarına değişik hediyeler alıp evine gittiğinde takdim eder. Bayram namazı gününden itibaren her gün bir yada iki köyün bayramı sayılır ve bu köylere diğer köyler bayramlaşmaya gider. Özellikle bayramlaşmaya gelen misafirlere güzel ve özenli sofralar kurulur. Gelen bayramcılara mutlaka yemek ikram edilir ve hoş tutulur. Bayramlar küslerin barıştığı anlardır. Bayramlaşmadan sonra topluca yaşlılar ve hastalar ziyaret edilir. Çocuklar ise bir araya toplanarak evleri dolaşır, bayramlaşarak şeker ve harçlık toplarlar.

Ulus eski bayramlarda dolup taşardı ve çevre köylerden ilçelerden pazarcılar tezgah açar iğneden ipliğe tatlıdan tuzluya bilimum ürünü satarlardı. Özellikle bayramlarda çocuklar unutulmaz ve bayram sabahına evin reisi günler öncesinden pazardan aldığı giyisileri yeni ayakkabıları çocuklarının ve baktığı eşi, anası babası gibi aile fertlerine bayram namazsı gecesi verir ve bayram namazı günü tüm ev halkı yeni giyisiler içinde bayrama köy camisine yada Gürgen Camiye gider ve babalarını, atalarını beklerlerdi. Döndüklerinde beraber kahvaltı yapılır, kurban kesilirdi. Bu adet günümüzde de devam etmektedir. Bayramlarda köylerine giden halkımız bu adeti sürdürmektedir.

Kurban bayramında bayram günü sırası hangi köyde ise o köy kurbanını o gün keser! (Bayramcılara taze kurban sunmak için) Kurban kesenler özellikle ihtiyaç sahiplerine kurbanın güzel yerlerini ikram ederler. Kesilen kurbanlar genelde büyükbaş hayvan olup köylüler bir araya gelerek kendi ev önlerinde yada köyce ortak yerlerde kurbanlarını keser. Kesilen kurban etiyle (genellikle çiğer kavurmasıyla) kahvaltı yapılır ve çeşit çeşit yemekler yapılır.

Bayramlarda canlı olan bitkilere dokunulmaz, ava çıkılmaz, silah kullanılmaz daha doğrusu canlı olan bir bitki dahi olsa ona kıyılmaz. Bu adet arefe gününden itibaren bayramın son gününe kadar geçerlidir.

Bayramlaşmaya gelen misafir isterse küs yada yabancı dahi olsun ağırlanır ortaya koyulan sofradan karnını doyurur. Ve saygı görür.

Hıdırellez:

Mayıs günü türbede ateşler yakılır, yemekler pişer, adakları olanların getirdiği hayvanlar kesilir ve çevredekilere dağıtılır. Topluca namaz kılınır ve dualar okunur. Özellikle 6 Mayıs günü altaşman (Kastamonu'da) adı olarak bilinen ALİDANIŞMENTGAZİ türbasine gidilir burada dualar edilir, kabir gezilir ve çevresinde kurulan pazarda alışveriş yapılır. Drahnada bulunan Ese Dede (dutlu mahallesi kabristanı içinde) türbesinde mayıs ayında adak kesilir ve bu adak fakirlere dağıtılır.

Cenaze:

Cenazenin arkasından her yerde olduğu gibi yas tutulmaktadır. Cenazeye tüm köylerden köylüler katılır ve defnine kadar cenazede bulunulur. Tabut ortak taşınır ve herkesin tutması için el değiştirilir. Cenaze evinde yemek verilir. İlk akşamı 3. akşamı 7. akşamı 40. akşamı 52. akşamı ve 365 gün sonra cenaze evinde tüm köylü toplanır yemekler yenir namazlar kılınır dualar Kur'an'lar okunur ve cenazeye bağışlanır.

Devir dediğimiz ölmüş kimsenin anısına, yakınları tarafından fakirlere ve hayır kurumlarına kişinin maddi durumuna göre yardımda bulunulur. Ölümü takip eden Cuma namazı sonrası Camiye helva getirilerek cemaate dağıtılır 3. 7. ve 52. gün sonra cenazenin yakınları tarafından Mevlidî Şerif okutulur, dualar okutulur, ileri ki tarihlerde de uygun zamanlarda hatim ve dualara devam edilir.

Yöresel Yemeklerimiz:

Köylerimizde her türlü yemek yapılmaktadır. Geniş bir yemek kültürüne sahiptir. Köylerde eski evlerde ocak denilen taşların örülmesiyle yapılmış ve içinde sürekli meşe odunlarının yakılarak yemek pişirildiği doğal fırınlar, ocakları vardır. Evde yaşayanların ihtiyacı olan yemekler ocakta odun ateşinde pişer ve dinlendikten sonra afiyetle yenir. Kışın ise hem ısınmayı sağlayan hemde yemek pişirmeye yarayan güzüneler çokça kullanılır. Güzünelerin fırın kısımlarında kömeç, börek, ekmek pişirilir. Güzünelerin üstünde süt ve su kaynatılır.

Özel günlerde yapılan ve davetlilere ikram edilen en ünlüleri hindi eti, bandırma, çökelek gözlemesi, mantar gözlemesi, et gözlemesi, perişke, lokum, mıklama, malak çorbası, zıyratlarda miyana helvası, ev makarnası, özel günlerde yapılan aşure yemeklerini, kabak tatlılarını, el işi kadayıfları sayabiliriz.


Karalahana (Karamancar):
Malzemesi: Karalahana, mısır yarması, kurufasulye, pırasa, kabak, yağ ve tuz.Yapılışı: Karalahanalar temizlenerek doğranır. Bir tencerede sıcak su hazırlanır. Sonra ocaktan alınarak temiz bir kapta, süzülerek toplanır. İçine el değirmeninde öğütülmüş mısır yarması (göçe), bir miktar haşlanmış kuru fasulye, pırasa ve kabak ilave edilir. Ve ayrı bir tencerede yeteri kadar su ve yağ ilave edilerek ocağa sürülür. Kıvamına gelinceye kadar pişirildikten sonra servis yapılır.

Malay:

Malzemesi: Mısır unu, tereyağ, tuz
Yapılışı: Evvela ocakta bir tencerede su kaynatılır. Mısır unu azar azar suya ilave edilir ve bir kepçe ile devamlı karıştırılır. Un, koyu hale gelinceye kadar bu isleme devam edilir. Koyulaşmış mısır unu, kepçeyle alınır ve kepçeden bir kaşıkla kesilerek geniş bir kaba döşenir. Üzerine eritilmiş tereyağı sürülerek servis yapılır.

Şaptak:

Malzemesi: Ovaz, mısır unu, şeker
Yapılışı: Ovaz meyvesi, güneşte köhnetilir. Mısır unuyla beraber değirmende öğütülerek bir kapta beklemeye alınır, üzerine seker dökülerek servis yapılır. İshale iyi geldiği söylenir.

Mısır Çorbası:

Malzeme: Öğütülmüş mısır, kuru fasulye, yağ, tuz.
Yapılışı: Mısır ve kuru fasulye akşamdan ılık suya konarak sabaha kadar bekletilir. Bu şekilde yumuşatılan göçe ve fasulye bir tencereye konularak içine yağ, tuz ve su ilave edilerek ocağa sürülür. Kıvamına gelinceye kadar pişirilerek servis yapılır.

Ceviz Helvası:

Malzeme: 25 kg. toz şeker, 10 kg. ceviz içi, limontuzu, 30 yumurta beyazı Yapılışı: Bayramlarda yapılarak satışa sunulur. Şeker, bir kazana dökülür. İçine az miktarda su katılarak takriben 50 dakika kaynatılır. Bu kaynama esnasında içine eritilmiş limontuzu ilave edilir. Bundan sonra, kazan ocaktan alınıp 40-50 dakika soğumaya bırakılır. Bu arada yumurta akları, ayrı bir kapta piren dallarından yapılmış süpürge tarzındaki bir aletle çırpılarak helva kazanındaki malzemeye ilave edilir. Helva kazanı içindeki malzemeyle beraber tekrar ocağa sürülür ve çok hafif bir ateşte kepçe ile karıştırılmaya devam edilir. Bu süre takriben bir saat kadardır. Malzeme kıvamına geldikten sonra kazan ocaktan alınarak, hazırlanan ceviz içleri ilave edilir ve 3-5 dakika karıştırılır. Daha sonra temiz bir çarşafa un serilerek kazandaki malzeme bunun üzerine boşaltılır. Burada 30 dakika soğumaya alındıktan sonra katı hale gelen helvalar sandıklara konarak satışa hazır hale getirilir. Ceviz Helvası özellikle Karabük Yenice ilçesinden temin edilir.

Hamur İşleri:

Yufka: 

Mayasız hamur, küçük pazılar halinde ayrılır. Oklava ile açılarak inceltilir ve saçta pişirilir.

Bazlama (Pat pat): 

Mayalı hamur, pazılara ayrılır, Ekmek tahtası üzerinde 20-25 cm. çapında ve l .5-2 cm. kalınlığında hazırlanır ve saç üzerinde çevrilerek pişirilir.

Katlaç: 

Mısır hamurundan yapılır. Aynı bazlama yapılışında olduğu gibi; ancak daha ince hazırlanarak saçta pişirilir. Genellikle ayran katığı olarak yenir.

Lokma: 

Mayalanmış cıvık hamur elle ceviz şeklinde hazırlanarak ocakta bir tencerede kızdırılmış yağın içine bırakılarak kızartılması sağlanır. Kevgirle alınarak servis yapılır. Düğün ve bayram yemeklerinin özel bir çeşididir.

Muska (Hamaliğbağı): 

Yufkalar içine ceviz içi ve şeker konularak muska şekline getirilir. Dışına yumurta sürülerek yağda kızartılır ve soğuduktan sonra servis yapılır. Bayram ve düğün yemeklerindendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder